
Google’ın Yeni Gizlilik Politikası Dijital Reklamcılığı Nasıl Etkileyecek?
Dijital pazarlamacıların ve bizim ortak yönümüz: Her ikimiz de çerezleri seviyoruz. Çerezler, kullanıcıları izlemek, deneyimlerini iyileştirmek ve reklamları doğru hedef kitleye yöneltmek için fayda sağlamaktadır.
Ancak, Google 14 Ocak’ta, üçüncü taraf çerezlerini 2022’ye kadar aşamalı olarak kaldıracağını açıkladı. Bu karar oyunun kurallarını önemli ölçüde değiştirecektir.
Arama devi Google ayrıca, kullanıcıları webde gezinirken izlemek için alternatif tanımlayıcılar oluşturmayacağını ve bunları ürünlerinde kullanmayacağını da belirtti. Google’ın blog gönderisi, kullanıcılar açısından gizliliğin daha öncelikli olduğu bir web deneyimi yaşatmak istediğini belirtti.
Dijital platformların, web üzerindeki kullanıcılarla alakalı reklamlar sunmak için çaba sarf ettiğinden, binlerce şirket doğal olarak üçüncü taraf çerezler aracılığıyla toplanan bireysel kullanıcı verileri giderek artmaya başladı. Bu veriler kullanıcılar tarafından bir güven kaybına neden olmaya başladı. Aslında kullanıcıların %72’si çevrimiçi yaptıklarının neredeyse tamamının reklamcılar, teknoloji firmaları veya diğer şirketler tarafından izlendiğini düşünüyor. Bunların %81’i ise toplanan veriler nedeniyle karşılaştıkları/karşılaşacakları potansiyel risklerin olduğunu söylüyor.
Firefox ve Safari, üçüncü taraf çerezlerini aşamalı olarak kaldırmaya başlamıştı, Google’ın da böyle bir karar almasıyla 2022’nin son çeyreğinde hepimiz çerezsiz bir dünyada yaşayacağız.
Çerezsiz bir dünyada, dijital reklam verenler kişiselleştirilmiş içerikler sunamayacak ve kampanyalarının performansını etkili bir şekilde ölçemeyecekler. Pazarlamacılar, birinci taraf verilerine güvenmek zorunda kalacak ve eldeki verileri analiz etmek, kullanıcıları kişisel olarak tanımak için çok çalışmak zorunda kalacaklardır. Yeni müşteri veri grupları oluşturmak ve farklı gruplar arasında benzerlikleri bulmak için daha fazla zaman ve emek harcamak zorunda kalacaklardır.
Reklam dünyası KVKK, GDPR gibi kişisel veriyle ilgili düzenlemelere uyum sağlarken, hassas verilerin reklam sektörüne aktarımı hakkındaki endişelerde son bulacaktır. CMP adı verilen rıza yönetim sistemlerinin kullanımı yaygınlaşırken, kullanıcıların kendisi ile ilgili verilerin kendi rızalarıyla alınması, işlenmesiyle IAB (Uluslararası Reklamcılar Birliği) ve Saydamlık ve Rıza Çerçevesi’nin (TCF) ikinci sürümüne uyumluluk artmaktadır.
IAB verilerine göre tüketicilerin %71’i kendi ilgi alanlarını ve alışveriş alışkanlıklarını hedefleyen reklamları tercih ediyor. Ayrıca, %75’i de daha az sayıda ama daha kişisel reklamlar görmek istiyor. Tarayıcıların almış olduğu kararlar sonrasında (üçüncü taraf çerezlerin kaldırılması) birinci taraf verilerin kullanımını artıracaktır. Böylece yapılan değişikliklerle kullanıcıların beklentileri de karşılanacaktır.